Bakara
Suresi
Tefsire
Ulaşmak İçin Ayet Numaralarını Tıklayınız
|
1-50 51 - 100 101 - 150 151 - 200 201 - 250 251- 286 |
151.Öyle ki size, kendinizden,
size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size kitap ve hikmeti
öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.
152.Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin. 153.Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir. 154.Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz. |
![]() |
155.Andolsun, Biz sizi biraz
korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden
eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
156.Onlara bir musibet isabet ettiğinde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kullar)ız ve şüphesiz O'na dönücüleriz." 157.Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır. 158.Şüphesiz, 'Safa' ile 'Merve' Allah'ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka'be'yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir. |
![]() |
159.Gerçekten, apaçık belgelerden
indirdiklerimizi ve insanlar için kitapta açıkladığımız hidayeti
gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de (bütün)
lanet ediciler.
160.Ancak tevbe edenler, (kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve (indirileni) açıklayanlar(a gelince); artık onların tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim. 161.Şüphesiz, inkar edip kafir olarak ölenler, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti bunların üzerinedir. 162.Onda (lanette) süresiz kalacaklardır, onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler. |
![]() |
163.Sizin İlahınız tek bir
İlah'tır; O'ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir
(bağışlayan ve esirgeyendir).
164.Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. |
![]() |
165.İnsanlar içinde, Allah'tan
başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı
sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha
güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün
kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın
gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi.
166.Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp-kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp-kopmuştur. 167.(O zaman, yönetilip) Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere (daha dünyaya dönme) fırsatı verilse(ydi) muhakkak (şimdi) onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşır (onları yüzüstü bırakır)dık." Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını onulmaz hasretlerle gösterecektir. Ve onlar ateşten çıkacak değildirler. |
![]() |
168.Ey insanlar, yeryüzünde
olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını
izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.
169.O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. 170.Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler? 171.İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir. Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bundan dolayı akıl erdiremezler. 172.Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve yalnızca O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin. |
![]() |
173.O, size ölüyü (leşi)- kanı,
domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin
olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa,
taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda
yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır,
esirgeyendir.
174.Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir şeyi göz ardı edip saklayanlar ve onunla değeri az (bir şeyi) satın alanlar; onların yedikleri, karınlarında ateşten başkası değildir. Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azap vardır. 175.Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar! |
![]() |
176.Bu, Allah'ın Kitabı
şüphesiz hak olarak indirmesindendir. Kitap konusunda anlaşmazlığa
düşenler ise uzak bir ayrılık içindedirler.
177.Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. |
![]() |
178.Ey iman edenler,
öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Özgüre karşı
özgür, köleye karşı köle ve dişiye karşı dişi. Fakat kimin (hangi
katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi veya velisi)
tarafından bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe uymak (ve) ona
(maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu,
Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artık kim bundan sonra
tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azap vardır.
179.Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız. |
![]() |
180.Sizden birinize ölüm gelip
çattığı zaman, eğer geride bir hayır bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın
akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a
karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size yazıldı (farz kılındı).
181.Bundan böyle kim onu (vasiyeti) işittikten sonra değiştirirse, günahı elbette onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir. 182.Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup-düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 183.Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız. |
![]() |
184.(Oruç)
Sayılı günlerdir. Artık sizden kim hasta ya da yolculukta olursa
tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutsun). Zor
dayanabilenlerin üzerinde bir yoksulu doyuracak kadar fidye (vardır).
Kim gönülden bir hayır yaparsa bu da kendisi için hayırlıdır. Oruç
tutmanız, -eğer bilirseniz- sizin için daha hayırlıdır.
185.Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. |
![]() |
186.Kullarım
Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin
duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap
versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş)
olurlar.
187.Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar. |
![]() |
188.Birbirinizin
mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların
mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.
189.Sana, hilalleri (doğuş halindeki ayları) sorarlar. De ki: "O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr), evlere arkalarından gelmeniz değildir, ama iyilik sakınan(ın tutumudur). Evlere kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa erersiniz. |
![]() |
190.Sizinle
savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin.
Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez.
191.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. |
![]() |
192.Onlar,
(savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah,
bağışlayandır esirgeyendir.
193.(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. 194.Haram ay, haram aya karşılıktır; hürmetler (de) karşılıklıdır. Öyleyse kim size saldırırsa, onun saldırdığı gibi siz de ona saldırın. Allah'tan korkup-sakının ve bilin ki Allah, muhakkak ki korkup-sakınanlarla beraberdir. 195.Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever. |
![]() |
196.Haccı
ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve buna benzer
nedenlerle) kuşatılırsanız, artık size kolay gelen kurban(ı gönderin).
Kurban yerine varıncaya kadar başlarınızı traş etmeyin. Kim sizden
hasta ise veya başından şikayeti varsa, onun ya oruç ya sadaka veya
kurban olarak fidye (vermesi gerekir). Güvenliğe kavuşursanız, hacca
kadar umre ile yararlanmak isteyene, kolayına gelen bir kurban(ı kesmek
gerekir). Bulamayana da, haccda üç gün, döndüğünüzde yedi (gün) olmak
üzere, bunlar, tamı tamına on (gün) oruç vardır. Bu, ailesi Mescid-i
Haram'da olmayanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah,
muhakkak cezası pek çetin olandır.
197.Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının. |
![]() |
198.Rabbinizden
bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte
indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola
yöneltip-ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel
sapmışlardandınız.
199.Sonra insanların (topluca) akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah'tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir. 200.(Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah'ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur. |
![]() |