79-İşte bundan dolayı
şimdi vay o yazıcılara ki, kendi elleriyle kitaplar yazarlar da, sonra: "bu
Allah katından" derler, Allah'a iftira ederler, ki onunla beş on para kazanmak
için böyle yaparlar. Haddi zatında geçici olduğundan dolayı az demek olan bir
dünya menfaati gibi hasis bir fayda uğruna yalan söyler, gerçeği tahrif eder,
değiştirirler. Bu suretle eski kitapları büyük tahriflere uğratmışlardır. Evet
vay onlara, o ellerinin yazdığı yalanlar yüzünden ve vay onlara o kazandıkları
çirkin kazanç yüzünden.
80-Böyle hakikati
tahrif eden, gerçeği saptıran, yalan yanlış yazılarla, propagandalarla halkı
iğfal ederek haktan uzaklaştırmanın akıbeti ne kadar fecidir. İnsanları ebedi
azaba sürükleyen bu dolandırıcılığın vebali karşısında dünyanın o süflî
kazançları, ahiretteki azabı ne kadar şiddetlendirecektir. Onlar kendi
gönüllerince güya buna da bir çare bulmuşlar ve cahil halka, avama şu ümniyyeyi
de telkin ederek demişlerdir ki, sayılı birkaç günden başka bize cehennem ateşi
hiç temas et miyecek (dokunmayacak)tir.
Tefsirciler, bu
sayılı günlerin adedi hakkında onlardan çeşitli sözler de rivayet etmişlerdir
ki, bunların en belli başlısı kırk gün. Nahcevanî Tefsiri'nde beyan olunduğuna
göre, Tevrat'ta Allah'ı bırakıp da buzağıya tapanların ateşe atılacakları
hakkında âyetin zuhur (ortaya çıkışı) ve iştiharı (meşhur oluşu) üzerine yahudi
halkının ümniyyeleri kırılmış ve İslâm dinine girmek temayülünü göstermeye
başlamışlardı. Bunu gören yahudi bilginler, telaşa düşerek ilan etmişlerdi ki,
"Buzağıya ibadet, Hz. Musa'nın yokluğunda ancak kırk gün sürmüştü. Şu halde biz
yahudiler cehennemde nihayet kırk günden fazla kalmayacağız." şeklinde teselli
ve müjde vermişlerdi . Yahudilerin bir takımından da Asmaî, şu iddiayı hikaye
etmiştir ki: Buzağıya tapmalarının müddeti yedi günden ibaret imiş. İbnü Abbas
ve Mücahid'den dahi rivayet olunduğuna göre; yahudiler "Dünyanın ömrü yedi bin
senedir, biz de her bin sene için bir gün azap göreceğiz." demişler. Diğer bir
rivayette de yahudiler, "Cehennemin b ir tarafından bir tarafı zakkum ağacına
kadar kırk senelik yoldur ve onlar bir senelik yolu bir günde alarak kırk günde
tamam edeceklerdir." diye Tevrat'ta zikredilmiş bulunduğu iddiasını ileri
sürmüşlerdir.