2-BAKARA:
264-İnfak ve
sadakaların kabul şartları bilindikten
sonra, Ey müminler! sadakalarınızı yüze vurmak, başa kakmakla iptal
etmeyiniz,
bunlardan biriyle sevabını kesmeyiniz, başa kakma ve eza karışan
sadakalar
sevapsız kalır. Ne Allah'a ve ne de ahiret gününe inanmayıp, malını
insanlara
gösteriş, iki yüzlülük için harcayıp infak eden münafığın sadakası gibi
hiçe gider. Çünkü bunun hâli, üzerinde az b i r toprak varken başına
şiddetli
bir yağmur yağmış da cascavlak bırakmış, bir toz bile kalmamış, yalçın
kayanın bu hâli gibidir. Öyle bir sadaka böyle bir taş üstüne atılmış
tohum
gibi zayi olur gider de imkânsızlıkla harcama, riya ile başa kakma v e
eziyet verme ile sadaka verenler yaptıkları bu amellerden hiçbir şey
elde
edemezler. Allah kâfirler zümresini hayra erdirmez. Bunun için
sadakalarını
başa kakma ve eziyet ile kâfirlerin gösteriş yaparak ve riyakârca
harcamasına
benzeten müminler de onlar gibi sevaptan mahrum kalırlar.
265-
Mallarını, Allah'ın hoşnutluğunu istemek
ve böylece kendilerini veya kendilerinden bir kısmını, canlarının bir
nafakası
olan mallarını, amellerini, kardeşlerini bozuk eğilimlerden ve her
türlü
sarsıntıdan koruyarak Allah yolunda vermek ve hayır ve iyilikleri
kendilerine
değişmez bir huy kılmak ve ondan sonra her çeşit fazilet ve ibadetleri
kolaylıkla yapmak, kısacası ekecekleri tohumu tutturmak için cân ü
gönülden
harcayanların durumları ise, yüksek bir tepedeki güzel bir bahçenin şu
hâline benzer ki, buna kuvvetli bir yağmur yağmış da meyvelerini iki
kat
vermiştir. Normal bir durumda meselâ bin veren bu bahçe, bu yağmur
nedeniyle
ikibin vermiş bulunuyor. O kayayı cascavlak bırakan yağmur, bu tepede
rahmetin
ta kendisi olur. Bu benzetme yukardaki, bire yedi yüz ve daha kat kat
vaadini
aşağıya indirmiş değil, aksine bir daha katlamıştır. Böyle bir bahçeye
şayet yağmur yağmazsa, hafif bir yağmur, az bir nem de yetişir.
Vereceğini
yine verir. Unutmamalı ki, Allah amellerinizi görür ve bilir. Sakın
gösteriş
yapmayın, gizlide ve açıktan açığa da ihlâstan ayrılmayın.
Ana
Sayfa