2-BAKARA:
215-Ey
Muhammed! Neye harcayacaklarını, yani
ne gibi yerlere harcama yapacaklarını sana soruyorlar. Uhud savaşında
şehit
olan çok yaşlı ve malı çok birisi olan Amr b. Camuh, Resulullah'a,
"Mallarımızı
nelere harcayacağız ve nerelere vereceğiz?" diye sormuştu. Bunun
üzerine
bu âyet indi. Cevap olarak de ki, az veya çok hayır cinsinden, yani
çeşit
çeşit mallardan vacip veya nafile olarak Allah rız a sı için
harcadığınız
veya harcayacağınız mal önce ana-babanız, ikinci olarak en yakın
akrabanız,
üçüncü olarak ihtiyaç içindeki yetimler, yoksul fakirler, yolda kalmış
yolcular içindir. Babalarınıza dedelerinize bakmak ilk görevinizdir.
Diğer
yakı n larınız onları izler ve bu şekilde, "Yakınlık derecesi daha
yakından
uzağa doğru" kuralına göre, harcama yapmak vacib olur. Bunlardan
başkasına
da zekât ile vacip olarak ve diğer sadakalarla nafile olarak mal
harcanır.
Bunlardan başka, herhangi bir hayır daha yaparsanız , elbette onu Allah
pek iyi bilir ve karşılığını verir.
216-Bu hayır cinsinden olmak üzere, genel
barışı kuracak ve hakkı birleştirecek olan savaş üzerinize farz
kılındı.
Yani Allah yolunda savaşmak üzerinize yazıldı, gerektiğinde bazen
farz-ı
ayn ve bazen de farz-ı kifaye olur. Oysa o sizin hoşunuza gitmez, bazı
şeyler sizin için sırf hayır ve yarar olduğu halde, siz ondan
hoşlanmayabilirsiniz,
savaş da böyledir, diğer bazı şeyler de sizin için kötü ve zararlı
olduğu
halde, siz o ndan hoşlanıp sevebilirsiniz. Hoşlanıp hoşlanmamak sadece
bir duygudur. Sadece bununla iyilik ve kötülük, yarar ve hayır
belirlenemez;
bunlar gerçeği ve işlerin sonuçlarını bilmeye dayanır. Bunu da Allah
bilir.
Siz bilmezsiniz. İnsanlar ne kadar bil d iklerini iddia etseler, yine
bilmedikleri
bildiklerinden çoktur. Uzun bir gelecekle ilgili olan bütün
iyiliklerini
ve kötülüklerini bilmezler. İnsan aklı, güzel ve çirkine tam olarak
hakim
olamaz. Bunlara hakim olan Allah'tır. Bu nedenle size yararınız iç i n
emirler verir, kötülükten korunmanız için yasaklar koyar. İnsanlar işin
başında duygulara bağlıdırlar. O anda duyguları ile karşı karşıya gelen
hoş ya da kötü şeylerin etkisine kapılırlar. Oysa bunların iyilik veya
kötülük olması ilerde bunların sonucu o lacak yararlara veya zararlara
bağlıdır. Bu ise duygu anında bilinemez. Bazen uzun bir deneyime muhtaç
olur. Ve çoğunlukla deneyimi de mümkün olmaz ve deneye kalkışma
durumunda
iş işten geçmiş olur. Allah, bunları kitabıyla ve tarihî örnekleriyle
bildirir.
Yukarıda kısaca özetlendiği gibi, insanlık tarihî azgınlık tecavüz ve
ayrılık
ile dopdolu olduğundan dolayı; genel barış ortamı sağlanıncaya kadar bu
durum üzere savaş ve çarpışma, kaçınılması mümkün olmayan bir
zorunluluktur.
Allah, hakka bağlı olanları n iyiliklerinin onların korunmalarında
olduğunu
bildiği için savaşı size farz kılmıştır. Gerektiğinde siz onu yapacak,
Hakk'ın tevhidi ile tam bir barış ortamına gireceksiniz. Şehit olmalar,
zaferler, ganimetler size "hayır" olacaktır..
Ana
Sayfa